Havuçlu kek, havuçlu kek diye kıvrandığım bir gün, bir sürü tarife baktıktan sonra İpek'in bu tarifinde karar kıldım. Ama kendimce minik değişiklikler yaptım. Özellikle baharat kısmında. İçine Ayşem'in bu yazısı ile tanıştığım havlucanın toz hali girdi mesela, zencefil girdi. Ölçüler neredeyse tümü ile değişti. Sonra zaman zaman havuç rendelemeye ya da robotun parçalarını yıkamaya üşenince(çok tembelimdir çok) elma ile yapar oldum, daha da çok sevdim sanki. Neslihan'a giderken de en sevdiğimi yapıp götüreyim dedim. O kadar yemek günlüğü yazarının içinde benim kekler hiç kaldı elbet. Ama ne yapayım, ben bu küçümenleri seviyorum! Daha da güzeli evin küçümeni bu küçümenlere bayılıyor! Bu arada Pınar'a da haksızlık ettim, ona özür borçluyum. O, kek yerine elmalı kurabiye istedi, ben bilmem onu dedim(bilmiyorum ne yapayım, öğrenmem demedim ama bak). Baharatını az koy bari, elma koksun buram buram dedi. Olmaz dedim, baharat kokacak buram buram, elmayı yiyoruz zaten. Bir de kızcağıza kapris yaptım yani. Sonradan da çok üzüldüm. Ona elmalı kurabiye borcum olsun. Ama önce öğrenmem lazım. Pınar, bir gün önce talep etmeseydi, arada derede öğrenirdim. Ama son dakikada dersime çalışamadım. Şimdi de biraz uzun sürerse affola!
Lafı uzatmadan benim yaptığım hali ile kekin tarifini yazayım:
4 adet orta boy yumurta
1 su bardağı şeker
3/4 su bardağı zeytinyağı
1 silme tatlı kaşığı tarçın
1/2 tatlı kaşığı zencefil
1/3 tatlı kaşığı toz havlucan
1/2 muskatın rendesi
2 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1/2 su bardağı ceviz(elle bölünmüş iri halde)
3 su bardağı rendelenmiş havuç ve ya benim yaptığım gibi 3 adet elmanın rendesi
Malzemeleri görüldüğü sıra ile aynen ekleyip çırpıyorsunuz. Önce yumurta ile şeker çırpılır, sonra şu katılır dememe hacet yok sanırım. Evdeki kalıbınıza, tepsinize bakıyorsunuz, ona göre ebadına karar verip, karışımı döküyorsunuz.(en son yaptığımda 12'lik minik kek kalıplarının yanında 2 tane de sufle kalıbına kek çıktı, zira yumurtalar biraz irice idi, iri olmazsa 12'lik minik kek kalıbı denk geliyor) Fırına yerleştiriyorsunuz. Bizim fırın biraz antika. O yüzden şu sıcaklık ya da bu derece diyemiyorum. Desem sizinki ile tutar mı bilemiyorum. En iyisi tarife mis gibi kokular gelmeye başlayınca şeklinde devam etmek. Ne diyorduk, mis gibi kokular gelmeye başlayınca, incecik bir bıçakla pişip pişmediğini kontrol ediyorum. Bıçağa hamur bulaşmış ise biraz daha devam diyorum. Temiz çıkmışsa kekimi çıkartıp, sabırsızlıkla, elimde kahvem, soğumasını bekliyorum.
Bir sonraki kek için kafamda bir proje var. Aslında Neslihan'a giderken de bu şekilde götürmekti hayalim, başarabilseymişim de güne renk katacakmış, o zaman diğerlerinin yanında pek hoş duracakmış. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı misali, kar yağdı, gidebilecek miyiz, son dakika böcüğe yakalanıp, ağlamasını durdurayım, odur budur derken kendimi götürebildiğime hala şaşırıyorum!
Şu güzelim günlerde sizin de canınız baharatlı bir kek yemek isterse, ister havuçlusundan, ister elmalısından deneyin, yanında çay ya da kahvenizi yudumlarken de beni ve İpek'i anın olur mu? Bir daha benden kolay kolay tarif gelmez çünkü ama İpek'te nefis tarifler son sürat devam!
No comments:
Post a Comment