Anne = Sevgi, merhamet, sulu gözlülük, hasret, sabır sabır ve yine de sabır..
Tüm işlerden izin alabilirsin, girebilirsiniz, sonra da istemedin istifa edebilirsin. Yalnız Annelik işine girdiysen ve bu işi omuzlandıysan ne izin alabilirsiniz, ne istifa edebilirsin..
Yok bu işin istifası, dinlenmesi,
Zor iş yaaaa... çok zor iş...
Geçen gün Ülkü arkadaşın 2 yaşındaki ikizlerini ( zaten maşallah bizim Austin ikiz kaynıyor ve bulaşır deye de ödüm kopuyor...)) ve onlardan 4 yaş büyük yazlı Yağmur`unu görünce bir daha geldi aklıma bu annelik vazifesi..
Ben unuttum desem yalan olur ki, ben de şimdi benim büyüyen bücürlerin derdindeyim..
Ülkü`nün ikizleri sürekli annelerinin peşinde. Çekiştirirler anneyi, izin vermezler otursun kadın muhabbet etsin bir arkadaşlarla. Anneyle oyun oynamak,onunla beraber bir şeyler yapmak istiyorlar.. Kısacası anneyi herkese kıskanıyorlar..Bu ikizlerin anne özlemi çok fazla galiba..
Küçüklerin bu haylazlıklarına rağmen sağ olsun Ülkü arkadaş sabırlı ve çok da misafirperver birisi.. Sürekli hadi gelin, bahçede oturalım çay içelim der.
Ne yalan söyleyeyim, benimde fena şekilde bahçede çay keyfi yapma özlemim var ama. arkadaşa eziyet olmasın deye bu özlemimi bir gün kendi bahçem olura saklıyorum..
Gündüz gözüyle ziyaretine gittiğim arkadaşların bahçeli evini görünce " Kesin bir daha kiraya çıkacak olursam bahçeli ev tutacağım" diyorum, akşam olunca bu sevdadan vazgeçiyorum, çünkü korkuyorum. Çok aksiyonlu Amerika filimleri izledim galiba.. Tahta kapıyı kolayca kıran, mutfak penceresinden seninle göz göze gelen korkunç suratlı adamlar geliyor aklıma Amerika`da bahçeli ev denilince..
Yok, yok.. ben bu sevdadan bir daha vazgeçiyorum..
Zaten sağ olsun gönlü geniş, misafirperver arkadaşlar davet ediyorlar, gider çay içer muhabbet eder gelirim.. Zaten benim hayalimdeki bahçeli evi burada bulmak için yüksek kirayı gözden çıkarmak demek..
Şöyle iki katlı, üst katta 5 oda alt katta kocaman iki salon, kocaman mutfak, ikinci katında harika manzaralı kocaman balkon, bahçesinde havuzu, oyun parkı, kenarı dikenli telle çevrili, celik kapısı. olan,tüm pencereleri parmaklıkla kaplı bir ev.. Nerede....? Gören var mııı.? Vazgeçtim.. 3 odalı, üst katlarda ( birinci kesin degil) geniş balkonlu ev bana yeter de artar bile..
O gün bizim kızlarada-onun iki kızına ve de benim Esra Betüle- eğlence olur deye yumurta keki yapalım dedik. Hani Hasretli lezzetler, Peçeteden Notlar sitesinde görmüştüm, çocuklar için iyi eğlence demiştim..
Sade kek hamuru yaptık, ayrı ayrı kaplara ayırdık, gıda boyası katarak renklendirdik, içini boşaltarak biriktirdiğim yumurta kaplarının içini kızlarla doldurduk..
Nasıl meraklı, nasıl heveslilerdi.. Hele küçük Bahar.. Kızlar takımına katılmış ya bir mutlu bir mutlu..
Yumurtaları fırına verdik.
Geri kalan hamur zayi olmasın deye bir tane de ebrulu kek yapalım dedik..
Bir daha kek hamuru çırptık..
Hamur ilk başta harika görünüyordu, ta ki fırına girip kabarıp o ebrulu görüntüsü gidinceye kadar..
Yalnız kabarması, kesince görüntüsü güzeldi...
Yumurtalarda pişmişti.. Hayalimdeki görüntü olmadı bu yumurta kekinde.. Çocuklar eğlendi tabi ki, üzerine çikolata sosu sürüp afiyetle mideye indirdiler.. Bende bir iki resim çektim ve o resimleri yayınlayıp tarifi es geçiyorum. Başka sefere, iyi sonuç alana dek diyorum..
Çay demledik, Ebrulu kek ve Allah ne verdiyse bulup bahçe sofrasına dizdik.
Güneşli hava, bahçede toprakla uğraşan çocuklar eşliğinde harika sohbet yapıp, zaman geçirdik..
Bu güzel gün için Ülkü arkadaşa teşekkür ediyorum ve Ebrulu kekin tarifini yazıyorum merak edip yapmak isteyenler için..
Bir bahçe keyfi için, bir piknik için, bir davet sofrası için, bir de çocukların gözünü okşamak için harika bir kek diyorum..
Malzemeler:
- 4 adet yumurta ( kesinlikle bir gün önceden ve ya 4-5 saat öncesinden buzdolabından çıkarılacak)
- 6 yemek kaşığı şeker
- 1 bardak sıvı yağ
- 5 yemek kaşığı yoğurt
- 1 paket vanilya
- 1 paket kabartma tozu
- 3 yemek kaşığı hindistan cevizi
- 2 bardak un.
Renkler için:
2 yemek kaşığı kakao,
sarı, kırmızı, yeşil yani istediğiniz renk gıda boyaları.
Hazırlanması:
- Mikser yardımıyla yumurtaları şekerle beyaz köpük oluncaya dek çırpın.
- Yağ, yoğurt, vanilya, hindistan cevizi eklenir bir daha çırpın.
- 1 bardak unu kabartma tozuyla karıştırın ve eleyerek karışıma katın, karıştırın.
- Geri kalan un azar azar eleyerek hamura karıştırın ( çünkü bazen un fazla gelebilir ( kullandığınız bardak farkına göre herkesin su bardak anlayışı farklıdır o yüzden ) ve hafif akıcı hamur elde edin.
- Hamuru kaç renkte yapmak istiyorsanız o sayıda ayrı ayrı küçük kaselere paylaştırın.
- Bir kase sade beyaz kalsın.
- Kaselerin birine kakaoyu ilave edip karıştırın.
- Birine sarı renkten kürdanın ucuyla gıda boyasını katın karıştırın.
- Bir digerine yeşil rengi, bir başka kaseye kırmızı rengi ekleyip karıştırın.
- Sonra istediğiniz sırayla kaselerdeki renkleri tereyağıyla yağlanmış kalıba dökün. ( istediğiniz kek kalıbını kullanabilirsiniz)
- 200 derecede ( 350 F) yaklaşık 40 dakika keki pişirin. Kürdanla kontrol edin, kurdan hamurdan kuru çıkarsa kek pişmiş demektir. Yok eğer kürdanın üzerinde hamur paçaları olursa 6-7 dakika daha fırında tutun sonra fırını kapatın ve keki fırında kapalı olarak 6-7 dakika daha tutun. Sonra çıkarın, soğuyunca kesip yeyin ve ya ikram edin..
Hadi, geç kalmadan evimize gidelim..))
No comments:
Post a Comment