Arkadaşlar, söz kimseye söylemedim bakın. Sadece blogumla paylaşıyorum San Antonio`ya gittiğimizi, Hülya`da harika kahvaltı sonrası şehrin altını üstüne getirdiğimizi..
Şimdi şifreli de konuşmayı istemiyorum, en iyisi geçiyorum gezinin detaylarına. Geçenlerde - yani bundan yaklaşık iki ay önce 16 ocak, Austin`de tatildi- Birthday of Martin Luther King dolayısıyla.. Daha önceden planlamıştık 2-3 arkadaş Hülya`ya- (daha önce Austinde yaşayan sonrada San Antonio`ya giden arkadaşa, benim minnoş Azra`mın annesi)- kahvaltıya gidelim deye.
Hafta sonuna doğru 2-3 kişilik liste neredeyse 10 kişiye çıkmıştı.. Sonra havanın soğuk olması, hastalık bahaneleri nedeniyle bu sayı ine ine 6 kişi + 5 çocukta durmuştu.
San Antonio Austin`de 1 bucuk saat uzaklıkta ve aynı gün gidiş dönüş yapacağımız için, hemde kahvaltı olduğu için erken gitmek zorundaydık. Sabah saat 9.30 da yola koyulduk. Daha doğrusu arkadaşlar koyuldu, çünkü biz o gün doğum yapan Mukaddes arkadaşı-(AMERİKA DOĞUMLU BİR TÜRK EVLADI: KAĞAN KAYGUSUZ`un annesi)- hastane yetiştirmek zorundaydık. Kervana sonradan kızımla katıldık.
Tabi biz kahvaltının son bölümünü yetiştik. Biliyorum canım, kayınvalidem beni sevmiyor...)) yemeyin sonuna yetişmeye ne hacet..))
Ama o güzelim haşhaşlı kek`e yetiştim iyi ki.. Ne de güzel, ne kadar harika, ne kadar lezzetli.. Yemedim bu güne kadar böyle güzel bir tatlı mı desem, kek mi desem, bal mı desem, lokum mu desem.. Ne desem bilemiyorum.. Tek kelimeyle lezzetti.. ayrıntısı sonraya..
Evet, kahvaltıdan sonra hadi şehir turu yapalım dedik.. Hül.. Vil.. Emi.. Hat.. Sam..Nej.. Der..+ çocuklar, çıktık şehir turuna.. ( kızlar isimleriniz kısalınca pek entel oldu he.. ne dersiniz )
Yani bu güne kadar bize bu kadar yakın bir şehir`e neden gelmedim deye kendime çok kızdım..
Bir ara facebook adreslerinde bazı arkadaşların yüksek bir yerde çektirdikleri, uzaklara bakan dalgın bakışlı artist pozlu resimlerini görünce " Burası neresi ya.? Nereden buluyorlar bu yerleri de. boy boy resim çektiriyorlar" demiştim . Meğerse bu yer San Antonio`nun "Tower of the Americas"deye bilinen yüksek kulesinin en üst kısmındaymış.. ( tıklarsanız daha farkı resimlerini görebilirsiniz..)
Kişi başına 10 dolar verip, asansorle kuleye çıktık..
Yükseğe çıktım deye başım göye ermedi elbette.
Sadece bu kadar yüksekten aşağıya bakarken bulanan midem ve
" Acaba buradan düşsem, aşağıda parçamı bulabilirler mi ki, vatana götürüp gömsünler,
yada deprem olsa biz buradayken ne yaparız,
veya ikiz kuleler gibi kafadan çatlağın birisi burayı biz buradayken patlatırsa, yok ya önemli olan aynı yöne bakmaktır, bakıyor işte " deye geçen deli dolu düşüncelerden başka bir şey olmadı..
Burayı görürüz artist pozlar vermez miyiz? Tabi ki veririz.. Şehir ayaklarının altında gibiydi..Çok güzeldi..
Ayrıca üst katta restoran var, özel günleri kutlamak isteyenler için.. Bunu ben uydurdum, tabi ki istediğin vakit gidilir. Hani bizim anlayışımıza göre sadece özel günlerde gidilir ya o tür restoranlara o yüzden dedim..))
Bir de "San Antonio Riverwalk" var onun kenarında gezdik.. Boydan boya yapılmış yapay nehir.. Nasıl da uğraşılmış inanılmaz.. Suyu sabit duruyor, akmıyor, sürekli değiştiriliyor o kadar su.. Bot gezisi yapılıyor bu yapay nehirde..
Etrafında restoranlar var. Havanın güzel olmasına rağmen restoranlarda kimse yok gibiydi. "Ah" dedik " Bu restoranlar, kafeler Türkiye`de olacak ve bu güneşli havada boş kalacak, nerede oturacak yer bulunmazdı şimdi".
Yazın güzel olacağına eminim bir tur daha yapmak lazım.. ( resimlere bakabilirsiniz tık..)
Nehrin kenarında çiçekler, ağaçlar, yeşillik çok güzeldi.. En çok hoşuma gidende bu kalp desenli çiçeklerdi.. Aşkınıza, hanımınıza, kocanıza sevginizi bir daha ilan etmek isterseniz
bu kalp desenli çiçeklerin ortasında oturup resim çektirir altına da
"İste kalbim senin"
deye not düşer gönderirseniz,
o gönlü feth ettiniz demektir.. ))
Ben bayıldım ve kendime gönderdim....))
Tüm gezi boyunca bir tek endişemiz vardı : park parası..))
Fiyatını öğrenmeden acele bir şekilde paralı park yeri bulup arabaları park etmiştik. Sonradan çakmıştık park yerinin parası çok yüksekti.. Geri de dönmemiştik..
Ne yalan söyleyeyim. 50 doları gözden çıkarmıştık ama park yerinden çıkarken sadece 12 dolar ödemek mutluluk vericiydi.. Tabi ki "sadece nakit para" yazısını görünceye kadar.. Arkadaşlar imdadıma yetişmeseydi park yerinde sabahlaya bilirdim..)) Ders oldu yanımda nakit para gezdirmek..
Başta bahsetmiştim Hülya arkadaşın sofrasında lezzet yemiştim .. Bu lezzetin ismi haşhaşlı kekti.. Yok ya resmen lokumdu.. " Vayyy " Hülya`cım bu sene çalışmamak yaramış artık sana da açarız bir blog" dedim.. O da " Yok abla`cım ya nerede.. Bunu komşum yaptı ( komşu doğal olarak Türk tabi ki...)" dedi..
Biliyorum,Hülya`cım da marifetlidir maşallah, döktürmüştü kahvaltı sofrasında elbette..
Komşunun yaptığı bu lezzet benim midemin zil çalma saatine denk gelmiş olmalı ki, tadına doyamadım..
Acilen tarifi istedim.. Tarif bana tam bir ay sonra geldi mail yoluyla. Bende 20 gün sonra yaptım, şimdi de tam 28 gün sonra tarifi yayımlıyorum..
Yapmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.. Seveceksiniz benim gibi..
Hülya`cım geçirdiğimiz o harika gün için, o güzel sofra için sana, bu lezzet için de hem sana, hemde komşuna çok teşekkür ederim.. Azra`cımı çok öpüyorum. Benim minnoş`uma iyi bak..
O bizim bir tanemiz..
HAŞHAŞLI ISLAK KEK !
Resimdeki kek arkadaşın yaptığı kek. Benim yaptığım da aynıydı merak etmeyin.. Sadece resim çekme fırsatım olmadı..Malzemeler
- 4 Yumurta
- 1 Su Bardağı Şeker
- 1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
- 1 Paket Şekerli Vanilya
- 1 paket kabartma tozu
- 1 Su bardağı Haşhaş
- 1 Su Bardağı İrmik
- 1 Su Bardağı Un ( az gelirse ilave edebilirsiniz 1-2 yemek kaşığı)
-
Üzerine:
- 1 paket krem santi
- 1 bardak süt
- 1 Su bardağı şeker
- 1 Su bardağı su
Hazırlanması:
- Yumurtalar buzdolabından 3-4 saat önce çıkaralım.
- Yumurtaları akını sarısını ayıralım. Şekerin yarısını yumurtanın sarısına, yarısını akına ekliyoruz ve ayrı ayrı cırpıyoruz..
- Daha sonra ikisini de bir birine ekliyoruz ve geri kalan malzemeleri sırayla ekleyelim ve eklerken de çırpalım, mikserin normal ayarında ( yüksek degil)
- Yağ sürülmüş borcama döküp 200 derecede ( 350 F) üzeri hafif kızarana dek pişirelim. Kürdanla da kontrol ederek pişip pişmediğini anlayabilirsiniz. ( Buraya Tık yapın borcamın boyutunu görürsünüz. ben dikdörtgen borcamda yaptım kesmesi kolay olsun deye)
- Kek pişerken biz de üzerine ekleyeceğimiz şerbeti hazırlayalım: 1 su bardağı soğuk suda 1 su bardağı şeker eriyene kadar karıştıralım. ( kaynatmıyoruz)
- Keki fırından çıkaralım ve 2 dakika bekledikten sonra hazırladığımız soğuk şerbeti kaşık yardımıyla kekin her tarafına eşit şekilde döküyoruz.
- Soğumasını bekleyelim, sonra 1 bardak süt ve 1 paket krem şantiyi çırpalım.
- Kekin üzerine krem şantiyi sürelim.
- Servis yaparken isteye göre üzerine ceviz, fıstık veya çikolata sosu ekleyerek servis yapalım.
AFİYET OLSUN...
No comments:
Post a Comment